Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi

ÇOMÜ’de Kadın ve Medya Semineri Gerçekleştirildi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde “Kadın ve Medya Semineri” gerçekleştirildi. Seminerde İletişim Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Hicran Ilgın ve Doç. Dr. Serhat Çoban birer konuşma yaptılar. İletişim Fakültesi’nde gerçekleştirilen seminere öğrenciler katılım gösterdi.

Haber: Betül Çetinkaya/ Foto Muhabir: Serkan Şimşek

Seminerde Olağan Dışı Durumlarda Kadın ve Medya üzerine açılış konuşmasını Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın gerçekleştirdi. Doç. Dr. Ilgın, “Olağan dışı durumların ortak özellikleri yaşam kaynaklarına zarar verebilecek olmasıdır. Yapılan çalışmalar kadınların olağandışı durumlarda daha fazla zarar gördüğünü ve öldüğünü göstermektedir. Bunun nedenleri incelendiğinde ise farklı bakış açılarıyla erkeklerin kadınlara kıyasla biyolojik üstünlükleri olduğu görüşü, toplumun kadın ve erkeklerden beklediği roller farklılaşmış olması ve sosyal onay almak isteyen bireyler bu belirlenen rollere uygun davranış kalıpları sergileme çabasına ilişkin görüş ilk sırlarda yer alır. Bunun yanı sıra gelişmemiş, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kadınların eğitim düzeylerinin erkeklerden daha az olması hatta okuma yazma bilmeyen birçok kadın olması, kadını afetler karşısında erkeklerden daha savunmasız yaptığı görüşü ile afet durumlarında kendi başına karar alamama, koşma, yüzme, ağaca tırmanma gibi temel becerilerin eksikliği görüşü sıralanabilir. Bu durumda sizlerden beklenen bir medya çalışanı olarak olağan dışı durumlarda zarar görebilirliği yüksek olan tüm dezavantajlı gruplara karşı duyarlılık geliştirilmesidir. Savaş, göç, afet mağduru kadınların tüm olağan dışı durumlarda sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarına ilişkin farkındalık sahibi olunmalıdır. Kamuoyunu bilgilendirme açısından özel bir önemi ya da yararının olmadığı durumlarda tecavüz, taciz, istismar gibi suçlar haberleştirilmemesi noktasında hassasiyet gösterilmelidir. Eğer haberleştiriliyorsa reyting-tiraj malzemesi haline getirilmek amacıyla detaylara yer verilmemelidir. Olağan dışı durumlarda medyanın toplum üzerindeki etkileri göz önüne alınarak haber dili ve görsel öğeleri değerlendirilmelidir.” ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Hicran Özlem Ilgın’ın konuşmasının ardından Doç. Dr. Serhat Çoban ‘Haberde Kadın Temsili’ üzerine konuşmasını gerçekleştirdi. Öncelikle toplumsal anlamda cinsiyetçi dil konusuna değinerek dilin cinsiyetçi ifadelerden arınması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Çoban ‘’2016 verilerine göre medyada yönetici konumundaki 2052 Genel Yayın Yönetmeninin yalnızca 552’si kadındır. Kadınların haberlerde görünürlüğü ise 1995’de yüzde 16 iken 2015’de yüzde 26’ya ulaşmıştır” dedi. Sektörde yönetici görevlerde bulunan kadın çalışan sayısının erkeklerle eşit bir biçimde yer almadığını kaydeden Çoban, bu durumun haber üretim pratiklerine de yansıyabileceğinin altını çizdi. Haberde cinsiyet vurgusunun sorunlu yönler taşıdığını belirten Doç. Dr. Serhat Çoban, kadına yönelik şiddet konulu haberlerin magazinleştirilmemesi gerektiğini, kadın odaklı haberleri yazarken kadın dernekleri ve avukatlarla da görüşülmesi gerektiğinin önemi belirtti. Doç. Dr. Çoban sözlerini şöyle sürdürdü: “Yasama, yürütme ve yargıdan sonra toplumu etkileyebilme, değiştirebilme potansiyeli taşıyan medyanın dördüncü güç olarak cinsiyetçi ifadeleri kullanmaması gerekir, aksi takdirde bu tarz haberler kadınlara karşı önyargıları ve şiddeti tekrar üretir”.